Esra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Esra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10.18.2009

18.10.09 - Maltepe



Kesinlikle uzun süredir geçirdiğim en müthiş gündü!

Tanrı'm! Maltepe'yi seviyorum yahu ben. İzmirimsi.

Sanırım Esra Ablam orada olduğundan.

Kısır yedik, nargile içtim - ev yapımı -, Sims oynadım.

Aile tarihiyle ilgili önceki kuşağın hatırlanmayan detaylarını su yüzüne çıkarmak gibisi yok.

Dönüşte de trende esrar içen iki çocuk gördük.

Bu pek İzmirimsi değildi belki...

Bugün bir de çok sevdiğim Sims karakterim Samantha öldü ve bir de Edith doğdu. Zeynep ve Josh'ın çocuğu.

Pek çok insan biliyor, şu günlerde deli gibi özlemler içerisindeyim ve böyle bir zamanda İzmir'deyken Zeynep'le beraber yarattığımız bir Sim'i, onun Sim'ini görmek çok hoş oldu. Fotoğrafını koyuyorum aşağıya.

Yarın da okul var işte. Orası da İzmir gibi olsa başka ne isterim?

9.17.2009

17.09.09 - İyi, Kötü, Kürt...

Sekiz gün olmuş yahu... Ev bakmak, okul işleri vs derken...

Neyse, yarın İzmir'e dönüyoruz ailenin İstanbul kanadı olaraktan.

Zira ev tuttuk ve eşyalarımızı almalıyız. Her şey çok güzel gidiyor. Denk düşme, düşeş, Nottingham Düşesi ve daha hepsi, peki çoğu, otuz iki kısım tekmili... Kulak çekip tahtaya vurun.

Ebru ve Arzu'nun çocukluklarında oyun oynadıkları evde yaşayacak olmak da güzel bir his. Ve Berkcan Ebru, Arzu ve Esra'nın okuduğu okulda okuyacak.

Bahsi geçen okul tuttuğumuz evin hemen çaprazında.

Tabi sadece bu değil. Muafiyet sınavına Fransızca'dan giren öğrenciler içerisinde muvaffakiyete ulaşan bir bendenizim. Ders programım da ayrı bir şuh. Pazartesi günü 14.45-16.10 arasında derslerim, salı boş günüm, diğer günlerde de 11.40'da çıkıyorum okuldan.

İstanbul'daki arkadaşlarıma duyurudur. Bu saatler dışında müsaitim.

Ve asıl İzmir'dekilere duyurulur ki cuma akşamı gelip çarşamba akşamı geri döneceğim, ben arayamasam da siz arayın beni ki görüşelim.

Anneannem de içli köfte yapsın. Ya da otlu börek.

Ders programımı kıskananlar da , isim vermek gibi olmasın ama Oytun, çatlasınlar =)

Neyse...

Bu sabah Cem Garipoğlu 'teslim' olmuş. 197 gün sonra. Ceza Hukuku'na minnet hem reşit olmadığı hem de kendisi teslim olduğundan sanırım ceza indirimi alacak. Yine de tutuklanıp bir yere kapatılması her şekilde iyi.

Şu saatten sonra dışarıda kayırılan zanlı de içeride, mahkemede korunmaya devam edecek.

Görenleriniz oldu mu bilmiyorum ama yakalandığı sırada görüntüsü alınmış zanlının. Sakal, kilo... Nasıl da Ogün Samast'a benziyor.

Hatırlıyorsunuz değil mi?

Ogün Samast'ı?

Hani Hrant Dink'i öldürmüştü 19 Ocak'ta. BBP'nin gençlik örgütü, İdil Biret'in konseri sırasında eylem yapan Alperen Ocakları'yla bağlantısı olduğu Muhsin Yazıcıoğlu tarafından yalanlanmıştı. Polislerle jandarmalarla kahramanmışcasına fotoğraf çektirmişti. Her duruşmasında ahkam keserdi.

Hatırladınız, hatırladınız...

Bakalım Cem Garipoğlu'nun davaları nasıl olacak?

Dava demişken açmakla davaları olan insanlar var malum. Bu insanlar hala konuşmalarında iyi/kötü Kürt etiketlerini kullanıyorlar.

Dahası, bazıları iyi,kötü,Kürt diye etiketliyorlar insanları.

'Siz kendinize Kürt derseniz benim gözümde de başka bir vasfınız olmaz. Hem zaten nankörsünüz de.' dercesine.

Hem Ermenistan'la ilişkilerde, hem Kürt Sorunu'nun çözümlerinde, hem sağ cephe hem de Türk solu - çünkü böyle terim var, Türk solu diye, milliyetçi sol - karşı tarafın talepleri olmasını bir 'had aşma' durumu olarak görüyorlar.

Anlaşma kelimesinden anladıkları şeyin ne olduğunu cidden merak ediyorum.

Hülasa, bitirirken, hatırlatmak isterim, bu kadar karman çormanlıktan sonra, severim ben bunu:

''Üfleme. Çünkü bu bir çorba, sıcak tüketile.''

Kendinize dikkat edin.

=)

9.09.2009

09.09.09 - Buca Anadolu Lisesi

Evet evet yazamadım biliyorum. Pardonlar pardonu.

Çok bir olay olmadı zira. Bi' tek paso yağmur yağıyor ve ben de yarın ki sınava çalışıyorum.

Gerçi iki geceliğine konut değiştirip Esra Ablamda kaldım. Koltukları enfesti.

Alacakaranlık'ı izledim en nihayetinde.

Berkcan beni özlemiş olmalı ki ilk kez bana mesaj attı. Şu tarz bi' yazınla; 'Nbr uniwersiteli?'. Büyüyecek diye umuyoruz ya... Bakalım.

Kadıköy ve Moda arasında kalan yer(e ne deniyor acaba) enfes. Sahaflar, kiliseler... Bi' ara fotoğraf makinası edinip çekeceğim hepsini.

Annemi özledim! Mutfakta mantar pişiyor... Bittersweet bir durum.

Bittersweet demişken Whitney yeni albüm çıkartmış, bakalım bakalım...

Beyoncé'nin Halo'su cidden iyi şarkı, anca dinleyince...

Günlük hayatım tıkırında kısacası. (Tıkırında?)

Ama...

Geçen gün, gazeteleri bu kadar sıkı takip etmiyorum ya Rab, Serdar Yay'ın Çocukların Açılımı adlı yazısını okudum.

'Bir bu eksikti...' dedim.

İsteğiniz doğrultusunda aşağıdaki adresten okuyabileceğiniz bahsi geçen yazı bana bir kısmıyla lise meclis oluşumunu dahası liseli gençlerin siyasi gruplara ayrılmalarını düşündürdü.


Serdar Yay yazısında şöyle demektedir:

Yani lise öğrencileri bu tarz devlet konuları hakkında, ki evet bunun adı siyasettir, dile getirecek fikirleri olmayan apolitik kişilerdir. Herhangi bir siyasi oluşum ya da düşüncenin taraftarı olmaları mümkün olmadığı gibi devlet kurallarına göre yasaktır.

Peki.

Biz lisede ne ile uğraşıyorduk? Her meclis seçiminde sağ tarafa yakın öğrenciler bir şekilde başkan çıkarken yazarımızın bir kez bile 'Lise öğrencileri siyaset hakkında belirtecek fikri olmayandır, bu gruplaşma yanlıştır.' dediğini hatırlamıyorum. Aksine kendisinin bu sistemin dahilinde olduğunu hatırlıyorum.

Ve yine aynı sağ görüşlü öğrencilerin pek çok yerde nasıl kollanıp gözetildiğini de hatırlıyorum. Pek çok örnekle hem de.

Bu yüzdendir ki bu yazarımızın 'Çektar Öğmen' adlı kişinin düşüncelerini 'hoşgörü' gibi bir erdemle kabullenmesini, aslında kabullenip kabullenmemesinin kimsenin umrunda olmadığını, kendisinin de herkes gibi biri olduğunu ve hoşgörmek gibi bir ebilirliği olmadığını, insanların istediği herkesi kahraman/önder seçebileceğini anlamamasını doğal karşılıyorum.

Anlayamadığım tek şey; bu kadar istek ve şevkle yazan birinin ( iyi ya da kötü öyle yazıyor ) yazdıklarını bir kez göz okumasına tutmaması ya da Türkçe Gramer konusunda bir parmak yol alamaması.

Edebiyat ve Dil ve Anlatım derslerine kim girdi merak ediyorum.

Hülasa, an itibariyle Avrupa Yakası diye bir yer olmadığından, Yunanistan'a kadar her yerin deniz olduğundan korkmaktayım.

Yemek yiyeceğim üstelik, acıktım.