7.07.2010

Just To Hold You Once Again

Kocayaşlı dünyada yaşayan iki insandık
Zamandan ve hayattan bihaber
Bir veled ve bir oğlan

Sonra sen elimi tuttun
Ki bu benim gibilerin
Bakir olduğu bölgeydi

Böylece bir parçan oldum
Ve içine baktığımda, oradaydım da zaten
Tüm rüyalarımın gerçekleştiğini fark ettim

Galiba ruhumu kurtardın

Şimdi hala seni yaz vakti
Nane kokusu
Bilek kemiğim misali

Bu gece tüm dikkatin bende olmalı
Kapıyı ört
Muhtemelen dile dökmemem gereken şeyler yapmak istiyorum

Bozuk plak gibi
Aynı iki kelimeyi tekrarlayacağım
Seni seviyorum

Ve hani olur da sen
Ben de seni seviyorum diyeceksen
Kilitle o kapıyı dünya kendi işine baksın

Galiba imkansızı başardın

Şimdi seni hala tatil
Erkenden yataktan çıkmayacağımız sabah
İşten çıkış saatim misali

7.06.2010

Parıltı ( Temmuz Parıltısı )

Son zamanlarda ne müsvedde kağıtlara ihtiyacım oluyordu ne de yazdıklarımın üstlerini karalıyordum.
Bu gece her ikisini de yaptım. Oysa bu konuyu işlemek, seni, beni ya da bizi anlatmaya çalışmak alışık olmadığım bir şey de değil hani.
Temmuz bu yıl da merkezimi sarsıyor, gerçi sanmıyorum geçen yaz yaptığını yapabilsin.
Enteresan.
Seni özledim. Aslında tek söylemek istediğim bu. Ama bunu söylerken arka planda kalan hislerim... Satır arası okumak da açmak da bir yere kadar.
Yine de şunu rahatlıkla söyleyebilirim sanırım, kart açmayı özledim. Ve de senin seçtiğin havayı solumayı.
Belki de bana hissetmeyi öğretmemeliydin Johnny. Çünkü şimdi kimsenin yerini dolduramayacağını biliyorum.
En büyük pişmanlığım ise adab-ı muaşeret diye kıçımı yırtarken tüm yaşamım boyunca, tevazumu kaybedip yaşadıklarımıza attığım karalar.
O kadar çok konuştum ki kalkıp ''Zamanın bir kısmı bize ait ve enfesti.,, diyemiyorum.
Keşke, belki konuşmasaydım, konuşulmasına mahal vermeseydim, birbirimizi tekrar sevmeye cesaret edebilirdik.
Şimdi tek yapabileceğim, büyük adam olup geçen her günün bir parça bile geçmiş götürmesine izin vermemek.
Lütfen sen o saf ve temiz oğlanlardan kal hep.

Samimiyetle
Hasretle

7.01.2010

BDSM

Benim varlığımı umursamadığın bir kainatta yaşamanın ölü olmaktan zerre farkı yok.
Kendimi bir şekilde senin üzerinden tanımlama çabalayışım itmişti seni gitmeye ya hani, göçüşünden bu yana öyle alıştım ki sensiz, senin ardında kalan olmaya, eğer bunu görebiliyorsan bir yerlerden gözün çok daha fena korkuyor olmalı.
Yokluğunun yüzüme yüzüme yansıdığı boşlukta yaşamanın tenekenin içinde yankılanan su damlalarından aşağı kalır yanı yok. İstememe rağmen bundan kurtulamıyor olmamın tek sebebi ise benden güçlü, her şey olman.

We said 'Let go' but I kept on hanging on
Inside I know it's over, you're really gone
It's killing me 'cause there ain't nothing that I can do
Baby, I stay in love with you(1)*

Seni düşünmeden bir gün geçirmek, sonsuzluğun içinde doğmamış olmanın dik alası. Görülmesi lazım olanı, senin de dahil olduğun pisuvarın tamamını etüt ettim.
Kalbim kendisini yok etmeye ramak bırakan bir dolu 'şey' ile cebelleşiyor öte yandan.

Ne me laisses pas me guérir de toi
Ni des doutes que j'endure
Ne m'enlève surtout pas
Ma blessure(2)**

...

Benim ölümümü umursamadığın bir kainatta ölmek gömülmeme imkan vermeyecek, biliyorum.

Because Johnny, I made a mistake. Huge one. Et cette affaire est aimable comme une porte du prison.(3)




(1) ''Boş verelim gitsin'' dedik ama ben orada kaldım
İçten içe bittiğini biliyorum, sen gerçekten gittin
Yapabileceğim hiçbir şeyin olmayışı beni öldürüyor
Hayatım ben hala sana aşığım

(2)Senden arınmama izin verme
Ne de katlandığım şüphelerimden
İyileştirme
Yaramı

(3)Çünkü Johnny, ben bir hata yaptım. Büyük bir hata. Ve bu durum mahkeme duvarı kadar sevimli.

*Mariah Carey - I Stay In Love
** Patrica Kaas - Ma Blessure

Nâmüstesna Bir Veledin Hâtıratı (4)

Ne, dediklerini gerçekten umursuyorum
Ya da durumun gidişatının şekli şemalini
Aşık oluyorsam oluyorum. Dur.
Dur.