7.06.2010

Parıltı ( Temmuz Parıltısı )

Son zamanlarda ne müsvedde kağıtlara ihtiyacım oluyordu ne de yazdıklarımın üstlerini karalıyordum.
Bu gece her ikisini de yaptım. Oysa bu konuyu işlemek, seni, beni ya da bizi anlatmaya çalışmak alışık olmadığım bir şey de değil hani.
Temmuz bu yıl da merkezimi sarsıyor, gerçi sanmıyorum geçen yaz yaptığını yapabilsin.
Enteresan.
Seni özledim. Aslında tek söylemek istediğim bu. Ama bunu söylerken arka planda kalan hislerim... Satır arası okumak da açmak da bir yere kadar.
Yine de şunu rahatlıkla söyleyebilirim sanırım, kart açmayı özledim. Ve de senin seçtiğin havayı solumayı.
Belki de bana hissetmeyi öğretmemeliydin Johnny. Çünkü şimdi kimsenin yerini dolduramayacağını biliyorum.
En büyük pişmanlığım ise adab-ı muaşeret diye kıçımı yırtarken tüm yaşamım boyunca, tevazumu kaybedip yaşadıklarımıza attığım karalar.
O kadar çok konuştum ki kalkıp ''Zamanın bir kısmı bize ait ve enfesti.,, diyemiyorum.
Keşke, belki konuşmasaydım, konuşulmasına mahal vermeseydim, birbirimizi tekrar sevmeye cesaret edebilirdik.
Şimdi tek yapabileceğim, büyük adam olup geçen her günün bir parça bile geçmiş götürmesine izin vermemek.
Lütfen sen o saf ve temiz oğlanlardan kal hep.

Samimiyetle
Hasretle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder