10.11.2010

Confessions Nocturnes

Yaz günleri geride kaldı. Avuçlarımda sadece ayanı beyan etme gücü var. Zaten fazlasına cesaretim de yok. Bazen o kadar eksik o denli az hissediyorum ki ayna içinde gördüğüm mevcudiyetime inanmakta zorlanıyorum. Hiçbir ruhun benim varolmamla alakalı ümidi olmasın, tutarımın duranlığından ben dahi şüphe ediyorum. Henüz kimse sanki ben orada değilmişim gibi içimden ardımı gören bakışlar taşımıyor etrafımda ama benim nazarım civarımı orada değilmişim misali süzüyor. Endişeleniyorum. Sırf kendim için - hiç olmadığım kadar bencilim -. İç sesimle baş başa kalmayı o kadar çok talep ediyor ki bilinçaltım sürekli insan içinde olmaya meylettiriyor beni. Yağmurlu havalar güzel değildir, insanlar yalan söylüyor. Oynama yetimi nasıl kaybettiysem artık, sözlerinin yumuşatılmamış eğretilikleri beni acıtıyor. Benlerimi siyah nokta sanıp sıkıyorum, sonunda ben bir kara delik olacağım. Diye korkuyorum. Fütursuzca yıkıcı olmak değil tasam. Sonunda yalnız kalırım bundan çekiniyorum. Bir başıma kalırsam kimse beni göremez, görmezlerse yok olurum. Korkum işte. Yamacımda yek adam olmazsa kendimi duymam zira ben şu sıralar hep sıfıra vuruyorum sonuçlarda. Kirpiklerimi gözlerimi beğendiğimden çok beğeniyorum. Yine de kimse onların güzel olduğunu söylemedi bugüne dek. Şüphe ediyorum. Diğerlerinin fikirlerini hiç önemsemediğimden kendimi onları baz alarak yaşatıyorum. Çocukluğumdan beri aynı rüyaları görüyorum, onları özlüyorum. Özlemlerim o kadar derin - beni keşkeli geçmiş zamanlarda yaşamaya mahkum ediyorlar -.

Sen bir mevsimdin, geride kaldın. Avuçlarımda sadece ayanı beyan etme gücü var. Artık nasıl çelişkilerle çarpılıyorsa ruhum hep sıfır ediyor sonuç. Seni özlemiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder