11.15.2009

Deena 1

Yetişkin olunca unutulsa da bir oğlan çocuğunun yaptığı şeyler bir erkeğin yapması beklenen şeylerden daha fazladır.
En azından, ben böyle yetiştim.
Ve o zaman, ne de şimdi, bu büyük insanlar, kocaman adamlar ve şişman kadınlar dünyasında benim neden kontrol dümenini almam gerektiğini hiç anlamadım, anlamıyorum.
Ama bir kez, yaş bâbının küçük diye adlandırılan zilini çalarken daha, yeter dediğimi hatırlıyorum. Kendi kendime, tişörtümün yakasıyla ağzımı kapatıp, fısıltıyla haykırmıştım ''Artık kendimi düşünme vakti...,, diye.
Cevap gelmemişti. Kulaklarım açıktı.
Tabi sonra direksiyonu bırakmadım, bir dolu hayatı şarampolden yuvarlamaya kıyamadım.
Sonuçta ehliyetli ya ehliyetsiz trafik kazaları yapanlar hep o büyüklerden olanlardı. Ya da olduğunu sananlar. Ben bir çocuk olarak kaza yapamayacağıma göre benim arka koltuğumda oturmaları daha güvenliydi.
Çünkü ben, sanki herhangi bir şey gerçekten güvenli olabilirmiş gibi, hep güvenli adımlar atıyor, attırıyor, salık veriyordum. Her şey bir yana kendi kanılarıma dönmek için gerekli güveni böyle buluyordum.
Başkaları adına verdiğim her kararı daha sonra ve daha fazla şekilde ödüyordum.
Ve tüm bunlar olurken o kadar küçüktüm belki de top oynayıp acıkmalıydım.
Sonra direksiyonu babama devredip onunla beraber işe gittiğim gece geldi.
Tüm mükemmeliyetçiliğim üstüme döküldü.
Araba kullanırken yaptığı, okuduğu şeyleri, benim yanımda yaptığı, okuduğu şeyleri görmemek için kulaklarımı kapatmam gerekti.
Ellerimle kulaklarımı, ne güzel bir kepçeliğim vardır benim bir görseniz, o kadar bütünleştirdim ki babam bunu fark etmedi bile.
Gerçi gözlerini kağıttaki kadın vücutlarından ayıramıyordu, bu sebeple de görmemiş olabilir beni.
Ben o gece, ellerimden, içimden, gelen bir ses duydum. İlk defa ama son kez değil.
Sonraları, babam araba kullanırken hep uyumayı tercih edecektim bi' de.
Neyse...
O ses bana dedi ki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder