12.19.2009

La Nouvelle Vague (I)

Johnny Guitare(1954)*

Emin olun film C.Ö.'ydü. Channel'den Önce. Bu filmdeki kadınların giydiği kıyafetleri kadınlığa hakaret sayacak kadar koyu olan birkaç feminist tanıyorum ki sanırım bu konuda konuşmamalarının sebebi yaşlarından dolayı filmi kaçırmış olmaları. Vienna ve Johnny'nin aşkı ise, kıyafetlerin aksine, tam olarak bugünün dolaplarına uyuyor. 'Sen yokken binlerce kişiyle yattım ama seni sevmekten asla vazgeçmedim, hadi tekrar birlikte olalım.' mantığı üzerine kurulu.

İtiraf ediyorum filmin sonu geldiğinde ben çok daha eğlenceli şeyler izliyordum.

Rüyalarımı.

Ayrıca sanırım Joan Crawford yaşıyor olsaydı Spiderman serisindeki Goblin'i ve Hobgoblin'i ( filmde Hobgoblin çıktı mı bilmiyorum gerçi... ) kostümsüz oynardı herhalde. İnsanın hiç mi kaç ya da dudak mimiği olmaz yahu. Şu fotoğrafı kopyalayın bir movie maker programına arkasına da filmin ses dosyasını koyun, inanın hiçbir şey değişmiyor.

*Daha ansiklopedik tanıtım için lütfen aşağıdan devam ediniz;
http://www.imdb.com/title/tt0047136/

Les Diaboliques(1955)*

Johnny'e göre eğlenceliydi. Arada geçen evreleri tam olarak bilmiyorum ama siyah beyaz olan Les Diaboliques'in görüntü kalitesi renklendirilmiş olan Johnny Guitare'a göre çok daha iyiydi.

Üstelik senaryo olarak da güzel olan filmin mesajı şöyle kısaltılabilir sanırım:

Bu dünyada, babanı geçtim, kocanın dostuna bile güvenmeyeceksin.

Cidden ağzım açık kaldı. Yani evet bi' şeylerden kuşkulanmıştım ama. Güzeldi yahu baya. Hani bu da kötü çıksaydı sanırım vazgeçecektim ama şu anda La Strada'yla ilgili umutlarım var bile diyebilirim.

Bi' de, Simone Signoret ne kadar güzel bi' kadınmış yahu.

*Daha ansiklopedik tanıtım için lütfen aşağıdan devam ediniz;
http://www.imdb.com/title/tt0046911/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder