9.26.2009

26.09.09 - Özlediniz Evet Evet


Her şey bir sebeple yapılır.

Ben de çorba yaparım. Böyle bir misyon edindim artık, kabulümdür, başımın üstünde yeri vardır.

Şimdi öyle bi' yerden başlayıp sonrasında öyle bir yere geleceğim ki çok hoş bir çorba olacak. Kremalı mantardan da tarhanadan da kaşarlı domatesten de güzel.

Mesela gayet günümüzden başlayacağım, bir süredir taşınma işlemleriyle uğraştığımızdan mütevellit, e yeni evde henüz internet de yok, boşladım.

Facebook'un arayüzünü özleyeceğim neredeyse, düşünün.

Dürüst olacağım İzmir'i çok özledim. Arkadaşlarımın hepsini çok özledim. İstanbul'da arkadaş kıtlığındayım.

Okul deseniz ayrı bir dert. Niye hazırlık sınavını geçtiğimi bilmiyorum mesela. Ha, gerçi iyi ki geçtim, çünkü birinci sınıfta bile bizim dokuzuncu sınıfta işlediğimiz konular aynı mantıkla işleniyor.

Okulun henüz 'Fransız Dili' kısmındayım. 'Ve Edebiyatı' kısmını dört göz on altı kulak ve bir Fransız burnuyla bekliyorum.

Böyle inişli çıkışlı bir ton olaya alışan birinin monotonluğu var. Ve tramvaylar hep dolu. Otobüsler ise gelmesin diye dua ettiğinizde hemen geliyor.

İzmir'e benzeyen tek yanı bu İstanbul'un.

Onsekiz yıl boyunca Karşıyaka'ya genelde 'cüzdan' aramaya gidip sonra bahsi geçen 'cüzdan'ı yatağın altında bulmaya alıştığımdan, taş çatlasın on kere vapuru kullanmışımdır.

Şimdi, her gün iki kez. Hayır alternatifim de yok. Yüzmeyi göze almadığım sürece.

Eski kitaplarımı götürüp sahafta değiştirdim.

Dördüncü sınıftan bu yana okumak isteyip de zamanında annemin almadığı 'Ağız Tadıyla Sevişemedik'i en sonunda okuyorum. Bitecek yakında.

Pakize Suda ne iyi şeydir öyle yahu...

Ne yapıp edip tanışacağım.

Her neyse...

Az önce vakti zamanında hoş ve yeni gözüktüklerinden kullanmaya başladığım ama asla bitiremediğim defterlerimden birini karıştırırken hazırlayıp da yayımlamadığım bir yazımı gördüm.

E yazının bilgisayara geçirmiş hali masaüstü bilgisayarımda, masaüstü hala bağlanmadığından ondan alana dek tekrar yazmayı daha kolay buldum.

Noces de Cana – Véronèse



1563'te Véronèse tarafından Venedik'teki Aziz Büyük George'un yemekhanesi için yapılmış bir tablo. Pek çok benzeri olması muhtemelse de hani bakın şu ressam da bu sahneyi resmetmişti diyemem. Ama dediğim gibi, pek çok benzerinin olması kuvvetle muhtemel.

Yapıt İncil'in ilk mucizesini anlatıyor. İsa ve Bakire Meryem'in katıldıkları bir düğünde şarap bitmeye yüz tutar. İsa altı testiyi suyla doldurur ve onları şaraba dönüştürür. Böylece Eski Ahit'in kutsal suyunun yerini Yeni Ahit'in şarabı alır.

Ressam İncil'deki sahneyi neredeyse birebir yansıtmış çalışmasına. Benim görebildiğim kadarıyla, ki çok net bir gerçek ki uzman bir göz değilim bu konuda, iki farklılık var. İncil altı testi derken resimde sadece dört tane var.

Ve bir diğeri de, kabul edersiniz ki, bahsi geçen düğüne 16. yy. Hükümdarları boy göstermemişlerdi.

Tablodaysa; Fransa Kralı François I, İngiltere Kraliçesi Marie, İmparator Charles-Quint(Şarlken) ve Kanuni Sultan Süleyman aynı masada oturmaktalar. Hatta bir de ressamın kendisi varmış, tablo hakkında okuduklarıma göre ama, onu seçemiyorum.


Joséphine ( Marie-Josèphe Rose TASCHER DE LA PAGERIE )

Fransız İmparatoriçesi (1763 – 1814 ). Beauharmais Vicomte'u Alexandre ile evliliği, adam 1794'te idam edildiğinde iki çocuk sonucuyla bitti: Eugène ve Hortense. 1795'te, Barras'ın arabuculuğuna minnet Bonaparte ile tanıştı ve 9 Mart 1796'da evlendiler. Karısına aşık olan Napoleon onun etkisinde kaldı. 1804'de İmparatoriçe olarak taç giydi ama hiç veliaht veremediğinden İmparator'dan anlaşmalı olarak ayrılıp Malmaison'a yerleşti.

Bunu not almışım. Yanına da Marie Antoinette yazıp soru işaretiyle taçlandırmışım.

Bonaparte tarafından gerçekleştirilen devrim yüzünden tüm asalet kamarası idam edilirken Vicomte da idam edilmiş, tarihlere baktığımızda. Bir insan kocasını öldüren biriyle nasıl evlenir diye düşünmek lazım önce şüphesiz.

Ama bence, Bonaparte Devrimi diyebileceğimiz şeye sebep idam edilenler içerisinde en ön
emli olanı Marie Antoinette idi.

Hayır temsili çizimlerine falan bakın. Onun kadar düzgün giyimli kraliçe var yok yani.
Espri anlayışı da var.

Yazık olmuş.

Eugène ve Hortense nasıl karşıladılar annelerinin bu evliliklerini mesela? Ya lütfen, bilen varsa, ya da bu konuyu anlatan bir kaynaktan haberdar olan, ya da şu andan sonra aşka gelip araştıracak olan, sonrasında bana da haber versin neymiş ne değilmiş.

Kabul edilemez gibi geliyor. Hani birinci dereceden akrabanın öldürülmesi değil...

Ama kadınlar bu durumlarda garip davranıyor malum...

Ogün Samast'a aşk mektupları yazanlar varmış... Cem Garipoğlu için Facebook'ta fan sayfaları açan kızlar çıktı...

Zamanında Kenan Evren'e de evlenme teklif eden bir sürü kadın varmış.
Doktoru iğne yapar, çöpcüyü süpürtür diye istemeyen kadınlar neden darbeci ve katillerden ''Onun da bir bıçağı/darağacı vardır, öldürür beni...'' diye istememezlik etmezler?

Hayır bu adamlardan bi' talep geldiğinde kabul edilmemesini anlarım, o zaman da kabul etmezlerse ölüm tehlikesi, Sen niye eşeğin aklına karbuz kabuğu düşürüyorsun a hatun?

Sebep ne?

Neyse...

Qu’ils mangent de la brioche...*

*Pasta yesinler...

1 yorum:

  1. nedense hep sıkılmakla yükümlüdür sanki izmirli büyük gri istanbul'da... bu sehirin martilari agziyla simit tutsa yaranamaz izmirliye.. oysa cok seveni kavusturmustur adi gecen yazinin kahramani ornegi..
    ici yapay aydinlatmalarla dolu katedralleriyle bir paris degildir belki.. yada tek gunesli gun gordugu icin sundaaaay diye bagiran londra, uzaktan yakindan alakasi yoktur tarihin en buyuk katlimalarının yapıldığı alanlari sanat eseri diye lanse eden roma ile..
    neden se hep sıkılmakla yukumludur sanki izmirli bogaza ragmen istanbul'dan. tarihi tasimis tramvayin dolu olmasindan..
    aslinda sıkıntisi icindedir izmirlinin.. ve bir konuda hakidir; tarih boyunca ask ugruna savas verilmis kan dokulmus destanlar aria lar yazilmis topraklardan aska hala bizans gozuyle (yanindayim yanimdasin mutlu ol) bakan istanbul a geldiginde cebindeki oykulerin perdeye farkli yansidigini goren bir senaryo yazari gibi hayal kirikligi yasamaktadır anlasilan odur ki gulmeye calistigi metinlerin arasında gizli olan altmetinlerde. corba yapmak yetermi acaba hayaller bogazın rutubeti yuzunden hastalandıgında?
    ey her sabah kahraman her akşam malup çocuk. :)

    YanıtlaSil